Madrid, konaklama açısından oldukça fazla seçenek sunuyor. Gezilebilecek yerlerin çoğunun kent merkezinde bulunması da büyük bir avantaj. Fakat yaz sezonu için aynı şeyleri söylemek bir hayli zor. Neden diye soruyor olabilirsiniz. Ulaşım anlamında ki kolaylığın farkındayız. Ancak yaz sezonunda şehir merkezinde ki konaklama fiyatları aşırı pahalı oluyor. Olmayanlar da zaten aylar önce rezerve ediliyor. Böylece size de merkez dışı bölgeler kalıyor.
Bizce, bu bir sorun. Peki ne yapılabilir? Bu sorunu aşmak için yapabileceğiniz tek şey kalacağınız yeri minimum 3 ay önceden veya gezi tarihinizden 1 gün önce akşam saatlerinde ayarlamak olacaktır. Gerçi Airbnb veya Booking.com gibi sitelerde indirim kodunuz varsa hile yapabilirsiniz 😀 Ama ne yazık ki, başka bir seçenek yok. Aksi takdirde de ulaşım araçlarına bağlı kalmak durumundasınız. Diyelim ki şimdi o üç ay öncesi dönemdesiniz. O zaman gelin hep beraber Madrid konaklama bölgelerini tanıyalım;
Sol
Ulaşım bölümünde çokça tekrarladığımız şehrin kalbi olan Puerta del Sol meydanı bu semtte yer alır. Zaten semte adını veren de yine bu meydandır. Etrafındaki turistik noktalar, tarihi binalar, sinema ve tiyatro salonları, geleneksel restoranlar ve de elbette gecenin vazgeçilmezi diskolar bölgeyi turistler arasında önemli yapan detaylardan bazılarıdır.
Austrias
Fiyatlar açısından bütçenizi gerçekten zorlayabilecek fakat aynı zamanda da seçilebilecek en mantıklı bölgedir. Plaza Mayor, Palacio Real ve Catedral de La Almudena burada yer alır. Buram buram tarih kokan bu semtte bir de Teatro Real adlı Opera binası bulunmaktadır.
Malasaña
Ağırlıklı olarak gençlerin gittiği barlar ve gece kulüpleriyle dolu olan bu semt, 80’li yılların başında ortaya çıkan La Movida akımı nedeniyle güçlü ve yaratıcı karşı kültüre, farklı sanatsal beğenilere, geleneksel pazarlara, klasik eski barlara, tarihi sahaflara ve nostaljik plakçılara sahiptir. Açık hava sanat galerisine benzeyen sokaklarından bahsetmedik bile…
Salamanca
Parque del Retiro’nun kuzeyinde, Gran Via caddesine ise yürüyüş mesafesindedir. İçerdiği lüks mağazalar, oteller ve restoranlar ile bilinir. Madrid’de metrekaresi en pahalı olan bölgedir. Zaten burada yaşayanların çoğu da aristokrat kesimi oluşturuyor.
Paseo del Arte
Londra Çınar’ı ile kaplı geniş bir cadde üzerine kurulu olan semtte Museo Nacional del Prado, Museo Thyssen-Bornemisza ve Museo Reina Sofía gibi dünyaca ünlü sanat müzeleri; Madrid’in ikonu haline gelmiş tarihi postane binası Palacio de Cibeles ve ayrıca La Casa de Papel dizisinden hatırlayacağınız Banco de España yer almaktadır. Parque del Retiro’nun da hemen yan tarafta olması ayrı bir avantaj elbette.
Letras
Özellikle Calle de las Huertas ve Plaza de Santa Ana civarında yer alan yöresel restoranları, tarihi [tie_tooltip text=”Kervansaray, Han” gravity=”n”]tabernaları[/tie_tooltip] ve renkli endülüs balkonları ile tipik bir İspanyol mahallesidir. Hatta İspanyolların kenteşme kültürünü gösteren özet niteliğinde bir resimdir. Ayrıca bahar akşamlarının o ılık rüzgârını hissedebileceğiniz en güzel yerdir.
Lavapies
Semt pazarları ve küçük sinema salonları ile Madrid’deki en eski mahallelerden biridir. Tarifini sorsanız bir tutam Malasaña, eser miktarda da Letras yazardık. Öyle değişik bir yer 😀 Çok farklı etnik kökenden insana rastlıyorsunuz gezerken. Anlaşıldığı kadarıyla göçmen kültürü hakim burada. Suç oranı ile ilgili bir şey duymadık, okumadık da. Ancak siz yine de dikkatli olun!
Merhaba; 2 yetişkin ve 2 çocuk (6 yaş ve 13 yaş) 3 günlük havaalanından başlayacak Viyana seyahatinde, şehir içi toplu…